Friday, November 21, 2008

Irkçılık

Bugüne kadar geçen zamandan ve bugün okuldan bazı insanlar ile yaptığım sohbetten sonra artık çok meraklı olduğum ırkçılık konusu hakkında bişeyler döktürebilirim sanırım. Tamamen kulaktan dolma bilgilerle edindiğim izlenimim şuydu buraya gelmeden önce:

İsveç'de ırkçılık vardır ama tamamen gizli kapaklıdır. İnsanların size bakışlarının arkasında saklıdır falandır filandır.

Yok öle değil. Çevremdeki insanlar hiç bir zaman ırkımla veya geldiğim ülke ile ilgilenmediler. Bir sürü insanla muhattab oldum veya muhattab olmak durumunda kaldım. Çok derinden gelen bi önyargı hissettim bazılarında ama şimdi lütfen eğri oturup doğru konuşmak lazım. Avrupa'nın ırkçılık karnesi ortada. Hala bir sürü münferit olay yaşanıyor Almanya'da, Fransa'da. Tarihten gelen bazı alışkanlıklar insanların zihnine kazınmış. Ama önemli olan niyet. İsveçli göstermiyo bunu. Sana azami saygıyı göstermeye çalışıyo. Fakat işin bir de öteki yüzü olduğunu bugün tek bir örnek ile görmüş bulundum.

Bir kaç dersi beraber aldığımız bir grup insan var okulda.Bu insanlar hep beraber takılıyor, bağıra bağıra sohbet ediyorlar. Yemekleri beraber yiyorlar. Devamlı bir şeylerden bahsediyorlar. Arada ingilizce konuşuyorlar filan. Hiç birisi "nordic" diye tabir edilen fiziksel özelliklere sahip değil. İşte bu insanların hepsi ile birden bugün konuşma fırsatım oldu ilk defa. 30 dk lık öğlen yemeğinde bir sürü şey anlattılar, gene bağıra bağıra tartıştılar. Şimdi anlattıklarına geçmeden önce, hepsinin etnik kökenini yazmak istiyorum buraya. En çok konuşanın ismi J.A. annesi babası türkiye'den ama türk değiller. Sanırım ortadoğu kökenliler. Kendisi Aramiac dilini bildiğini söyledi. Siyah tenli bir arkadaş. Diğerinin ailesi yine bizim Antep civarından göçme. Bu adam arap, ismi P. Diğer birinin ailesi ise İran'dan göçmüş. İsmi I. Şimdi bu 3 insanın ortak özelliği hepsinin isimleri hristiyan isimleri,hepsi İsveç'de doğmuş. Ve anadilleri İsveççe. Hikayeye tam da buradan dalmadan önce bir 4. kişiyi de olaya sokmak istiyorum. N. bu kişinin etnik kökeni hakkında tek bildiğim Avrupa kökenli olduğu, slav bir isme sahip olduğu,İngilizceyi gayet düzgün Amerikan aksanı ile konuştuğu. J'ye ilk sorum "abi bağışla beni isveççe filan bilmiyorum cahilliğime ver ama merak ediyorum: sizde aksan varmı yoksa normal isveçli gibi konuşuyomusunuz?Bunu niye soruyorum eğer aksanınız yoksa herhangi bi ayırımcılıkla karşılaştınız mı?" Abim açtı ağzını yumdu gözünü. İlkokul 7. sınıfta, burada iki ayrı sınıf oluşturuluyomuş. Birisi İsveççe'yi anadili gibi konuşanların olduğu sınıf, diğeri ise dili çatpat konuşabilen göçmenler sınıfı. Bunu belirlemek için de bir çeşit sınav yapıyorlarmış. İlk sınava girdiğinde bu gayet net 1. katagoride devam etmeye hak kazanmış. Öğretmenleri(burayı çok iyi hatırlıyorum diyor ve dudaklarını buruşturuyor.) J. ve diğer kara çocukları göstererek "sen sen sen bu sınıfa ait değilsiniz sizi burda istemiyorum" demiş. Bunları anlatırken nası nefret kustuğunu görmeliydiniz. Buraya 3 adet *** koyuyuorum yazımın sonunda bunu kullanıcam. Neyse bu itiraz ediyor ve tekrar sınava giriyor. Çok net hatırladığını belirterek 40 üstünden 40 aldığını söyledi. En yüksek alan yerli isveçli 32 almış. Nası hırs yaptırmışlar kızana(kızan:ege yöresinde çoluk çocuk) siz düşünün. Sonra hemen arkasından bir hikaye daha patlatıverdi. İlk senesiymiş KTH'de. Amfide ders alıyormuş. P. ile bu amfiden çıkarken,bir grup İsveçli kız çıkan herkesi sıradan partilerine davet ediyorlar. Bunlara sıra geliyor. Sessizlik.Sonra arkalarındakileri de davet ediyorlar. Bu zaten böle mayyak bi kişilik. gidiyor siz ırkçısınız diyor bağırıyor çağırıyor filan.Tam bu sırada N. geldi yemeği ile birlikte. Hemen J. 'i abartmakla suçladı ve kendisinin bu tip bir duruma hiç bir zaman rastgelmediğini filan söledi. Herneyse J.'de toparladı hemen bu ülkeyi çok seviyorum işte burası bir çok yerden iyi insanlar süper lıp lıp. Bu şahit olduğum konuşmalar ve yaşadıklarımdan anladığım şeyler:

-Ten rengi ayırımcılığın kolay yapılmasını sağlıyor. N. ve kendimin durumlarını böyle açıklayabiliyorum.
-İsveç'de eğitim ile bir sürü duygu davranışı törpülenmiş. (Sadece ırkçılık mevzusu değil.) Neden? Bunu İsveç'lilerin çok kullandığı ve kendilerini çok fazla tanımlayan bir kelime olarak gördükleri "lagom" da bulabiliriz. "Ne eksik ne fazla. Tam kararında."Mantıksız olan,işe yaramayan zararlı olan her türlü uç nokta bazı düzenlemelerle törpülenmiş. Bu insan davranışından,yasalara,elektrik tüketimi falan gibi şeylere kadar her şeyi kapsıyor. Ama her zaman istisnalar oluyor tabi. Ömrü boyunca J. belki bir kaç tane ayrımcılıkla karşılaştı ama devamlı hissediyor bu baskıyı. Çünkü törpülenmiş duygular bir şekilde hala orda var açıkta değil ama var. Açığa çıktığında ise nefret biriktiriyor kurbanın bünyesinde.Ama kurbanı da törpülüyor burdaki sistem. J. hiç bir zaman söylemiyor buradan nefret ediyorum diye. Ama işte bazen söylemesine gerek kalmıyor.*** Törpülenmiş duygular arasıra baş veriyor.Ve bu çocuklar hep beraber takılıyor,sarı kafalar hep bir mesafe koyuyor,tesadüf değil.

No comments: