Monday, November 23, 2009

Stekt Inlagd Strömming (Kızartılmış Ringa Balığı Turşusu)

Yemek tarifi bloglarından geçilmeyen şu günlerde buradan yemek tarifi vermek ilk başta sıradanlığın ve taklitçiliğin bayrakçılığını yapmak gibi gözüküyor olabilir. Fakat, bu tarif benim için çok değerli. Neden txt şeklinde kaydedeceğime bloga yazmıyorum dedim. Hem okuyanlar da yapmak ister, malzemeleri bulamaz merakından çatır çatır çatlar, havam olur diye düşündüm. Aslında bu şey buraların ucuz bir yemeği, normalde çiğ balıktan yapılan turşunun çakmasıdır. Ama benim o kadar hoşuma gitti ki en az ayda bir zahmete katlanıp yapıyorum.

Malzemeler:

1/2 kg ringa balığı [(en) herring , (se)strömming]
1 çay bardağı kepekli un
yeterli miktarda tereyağı
az bişey tuz
az bişey hardal
1 çay bardağı ince kıyılmış dereotu
3 çay bardağı su
1 çay bardağı ättiksprit (12%)( buranın bi garip sirkesi)
1 küçük kırmızı soğan
2 çay bardağı toz şeker
20-25 adet çekilmemiş karabiber

Hazırlanışı

Kılçıkları ve kafaları ayıklanmış ringaları güzelce yeteri kadar tuz ile tuzlarız. İki adet alıp sırtları dışa gelecek şekilde sandviç şekline getirip arasına hardal ve dere otu süreriz. Bunları daha sonra kepekli una bulayıp kızgın tereyağında kızartırız.Dere otunun yarısını kullanıyoruz. Diğer yarısı şerbet için.


Diğer bir tarafta şeker, su, ättiksprit, karabiber, dereotunun diğer yarısı ve hilal şeklinde doğranmış kırmızı soğanları derin bir kapta iyice karıştırırız. Kızarmış ve soğutulmuş balıklarımızı bu karışımın içine atıp buzdolabında 15-24 saat bekletiriz.

Afiyet olsun.

Wednesday, November 4, 2009

Om jag var en Turk



Lyrics:

If I was a Turk
only for a day
Would walk around and stretch me
although I am so fucking weak

I rob people with my knife
I give the Swedish girls, HIV
yes I am a stupid blatte
and I drink a café latte today

If I was a Turk
I might understand
how it feels to be hetstig
How it feels to be more and better than

I drive BMW
and have too much hair gel
I dress in white robes
and the shoes are of leather
And I have a lot of bling bling on

I am always looking for trouble
I break in other languages
Breaking it is given
Although I lived in Sweden for life

I'm damn fast
When I bake kebab
with my hairy arms
that smells old intestines

We are the people in group
We are a cowardly little troop
we must always be many
then nobody can catch us

Suburbia is my home
I have a super hairy limb
yes, I roar and I scream
When I betray my country
no wonder I did not stay


It is a bit late for me to change my mind
I am who I am, is it not okay?
I am who I am, and always will va

For I am a Turk
a cowardly fucking crook
No one can understand
how it makes me feel
that must always act so tough

I hate my hair
my life has large wounds
I do not want to carry a knife
I do not want to give the girls HIV
but I have no choice
for I am a Turk

Sunday, November 1, 2009

unboxing

Dikkatlerinizi yeni bir kavrama doğru çekmek niyetindeyim. Aslında bizim jenerasyonun lugatında 2-3 yıl demek artık antik demektir ama bu kavram en azından benim için yeni.

Unboxing videos. Eğer youtube'e girip "unboxing" yazarsanız allah bilir kaç video çıkıyodur ama çok çıkıyor yani. Bu tip videolarda insanlar yeni aldıkları bir malı kutusundan çıkarıp parçaları tek tek kameraya gösteriyolar. Teknolojik ve pahalı malların videoları çoğunlukta. Her parçayı tek tek çıkartıyor, gösteriyor takıyor kuruyor birleştiriyorlar. Bazıları bu işi o kadar güzel yapıyor ki o yenikokusu burnuma geliyor valla. Her ne kadar o malı almak isteyenler için bir ürün değerlendirmesi gibi pratik bir nedene hizmet ediyor gibi görünse de, bir taraftan da size küçük bir zaman dilimi içinde yeni bir şey almış olmanın mutluluğunu ve hazzını yaşatıyor demeyeyim de simüle ediyor diyeyim.
Şurda bununla ilgili bir makale var.Daha az vakti olanlar için de burda bir örnek var.Bu örnek bu işin bayağı profesyonelliğe dökülmüş hali. Amatörleri daha sıkıcı ama bazen komik olabiliyor.