Monday, December 21, 2009

Spotify

Eksponansiyel olarak ilerleyen teknolojik gelişim yüzünden günümüz insanı yaşam süresi içinde alışkanlıklarını bir çok kereler değiştirmek durumunda kalıyor. 90'ların ortalarına kadar kaset almak (veya arkadaşlardan çekmek için 1.30 saat uğraşıp), şarkı değiştirmek için başa sarmak hiç zor gelmiyorken,

CD'ye terfi ettiğimiz anda geriye bakıp prehistorik 90'lı kendimize şaşıp kaldık. Nası uğraşıyorduk o kasetle yahu. Fakat bu sefer de sahtecilerden cd bulmak için yollara düşmek ve hala müzik marketlerin rafları arasında saatler harcamak gerekiyordu. Hayvan gibi diskmanlerimiz ve CD çantalarımızı hammal gibi taşıdık.

Dial-up ile birlikte (bir süre sonra) mp3 çıkageldi. Napster vardı hatırlarsanız. Sonra o iş dallandı budaklandı tabi. Bazılarımız P2P'nin kurdu oldu. ADSL ülkemize teşrif etti. Bi süre sonra kimse CD falan almaz oldu. MP3 playerlar patlayıverdi. Geriye dönüp tekrar baktığımızda müzik dinlemek için çektiğimiz zahmetlere inanamaz olduk. Yine de bu iş o kadar kolay değildi. Yok istediğin müziği bulucan gelen virüslerle pop-uplarla uğraşıcan. Müziğe ulaşmak hala zahmetli bir işti. Tabi işi bilenler bir süre sonra kolay yollarını öğrendi. Ama hala geniş bi arşivi yanımızda taşımak için GB'larca ağırlıkta manevi yoğunluğu yüksek pahalı mp3 playerları taşımak durumunda idik. Binbir zahmetle indirilmiş taglenmiş, düzenlenmiş mp3'leri itinayla büyük mp3 playerlara aktarmak hala bir işti.

Şimdi ise başka bir döneme giriyoruz. Müzik endüstirisi artık kimseye eski yöntemlerle müzik satamayacağını en sonunda anladı. Youtube ve diğer streaming bazlı video|müzik siteleri anlamalarına çok yardımcı oldu tabi.

İşte Spotify bu streaming bazlı oluşumların benim bilgim dahilindeki en geniş arşive sahip olan, en düzenli, ses kalitesi en yüksek ve en user-friendly bir örneği. Artık dinlemek istediğin parça-albüm-sanatçı düzenli bir şekilde (genre,şarkı isimleri,albüm kapakları, yayın tarihi,plak şirketi v.s.) bir search string kadar uzağında. İşin en çılgın tarafı ise 3g'li cep telefona bir app olarak yüklenip tüm arşive mobil olarak 7/24 erişim sağlıyor. Şimdiden "ulan bu kadar mp3'ü nasıl indiriyoduk vay anasını" demeye başladım bile.

En önemlisi ise bu servis bedava. Evet bedava. 3-4 şarkıda bir verilen reklamları dinlemesi hariç kullanıcıdan başka bir şey beklenmiyor. Reklamlara gıcık oluyorsan paralı üyeliği de seçebiliyorsun tabi. Maalesef, şimdilik sadece bazı avrupa ülkelerinde faaliyette. Diğerlerini bilemicem ama İsveç'te spotify kullanmayan yok gibi. Neyse, daha fazla detay vermeyecem, başlığa tıklayıp siteye yönlenerek detaylı bilgi edinilebilir. Bir sonraki başlığımızda bu programı güzel ülkemizden nasıl deneriz bunu işleyecez. Esen kalınız.

Spotify Demo Video from Nick O'Neill on Vimeo.

5 comments:

ovgu said...

Gözünü seveyim şu İtalya'da nasıl kalıcı olarak spotify kullanabilirim onu da bir yazında işle.

akay said...

eheh kalıcı yok olm 1 günde bir
dürttürcen :D

ama spotify inanılmaz bişiy yahu.
oytun saolsun.

akay said...

14 gün olcaktı idare edivir.

p.s.:övgü naber yahu
nerelerdesin olm özledik
memlekete dön artık!

özgür evren said...

abi spotify'a hiç girmedim ama grooveshark'tan farkı nedir? Nedir spotify'ı bu kadar özel kılan?

evet hemen buluverdim farkı, offline da dinlenebiliyormuş :)

http://www.grooveshark.com

someonesometimes said...

dizzler.com da bunun gibi bişi sanırım??