Gurbet acısı yok değil var.Fakat günümüzde medya olanakları malum, hep takip ediyorum memleketi. İşte bu, memleketi idealize edip aşırı bir özlem duymamı engelliyor. Genele vuruyorum:, ne kadar namussuz, ne kadar riyakar, ne kadar yalancı, ne kadar kompleksli insanların olduğu bir ülkede büyümüşüm. İnanılmaz! Futbol,politika,iş hayatı herşey. Ama çok şanslıyım arkadaşlarım açısından. Onlara laf yok. Neredeyse hepsi bu sıfatlara sahip olmaktan çok uzak.
Buradaki insanlar(gene genel olarak) karar verirken,mevkilerinin gücünü kullanırken,görüş belirtirken içlerindeki çok sağlam olan adalet duygusuna sormadan parmaklarını kaldırmıyorlar. O kadar şaşırıyorum ve o kadar üzülüyorum ki. Bazen gözlerim doluyor ve bu "adalet"i her gördüğümde sarılmak bağrıma basmak istiyorum onu. Çok trajik. Bizim türk filmlerinde idealize edilip, çizilen dürüstlük,adalet ve erdem resimleri, burda var, valla var. Ama abartılı değil, gerçeküstü değil, zaten o yüzden var. Arkadaşın sana "sen benim kardeşimsin,neye ihtiyacın olursa söle" demiyor. Sen benim arkadaşımsın belli bir sınırı var diyor. Ama o sınırın gerçeküstü olmadığını biliyorsun.Hayal kırıklığına uğramıyorsun.Destan yazıyoruz hergün ama içimiz kokuşmuş halbuki."Hayır" veya "Evet" in anlamını burda anladım. Çok net. Oyunlar yok, gizli saklı yok. Aynı şekilde, istediğini söylüyorsun karşıdakine ne hissediyosan (no heart feelings). Hoş ben zaten söylüyordum ama sonunda kınanıyordum. Kibarlık riyadan ayrılmıştır burda. Hatta yeni sloganım bu "Kibarlık riyadan ayrılsın!"
Tuesday, December 16, 2008
Monday, December 15, 2008
Kuzeye gittikçe
Burası büyük şehir tabi her tip her milletten insan var burda. Bir de dünyaya çok açık haliyle. Anlatılan, beklenilen kuzeyli insanı klişesini bulmak için biraz aramanız lazım. Arkadaşın biri ile konuşuyorum. Dedim bu international-interrailer-erasmuser&exchanger muhabbeti beni bayıyo arkadaş. Yok almanyaya gittim palto giydim buraya geldim palto yetmedi. Yok biz bunu böyle yaparız, siz şöyle yaparsınız. Çok çabuk sıkılıyorum lan.(Bu noktada bu blogun amacı ile çelişiyo olabilirim) O da dedi git kuzeye. Kuzey İsveçliler gerekmedikçe konuşmazlar. Kuzeyli insanı klişesini tecrübe etmek için yanıp tutuştuğumu itiraf ediyorum ve bunu yapabilmek için sanırım biraz daha kuzeye çıkmam gerekecek.
Saturday, December 6, 2008
Friday, December 5, 2008
blood pudding
Bu normalde Avrupa'da yaygın bir şarküteri ürünü. Sosisi filan var. Komplesi domuz kanından yapılıyo. Bugün arkadaşın biri getirmiş. Tadıverdim de biraz garipti. Bacon ve bi çeşit reçelle yiyodu. Domuz kanından yapılan bir tatlı yani.Türkiye'ye bunu ithal etsen litaratürde 'müslüman mahallesinde salyangoz satmak' ı silip yerine ismini yazarlar adamın.Good old Lynch yani.
Thursday, December 4, 2008
Kesinlikle, Konsensus
Burda insanların diyaloglarını dinlediğimde ististiki olarak ortalama 5 dakikalık bir diyalogda yine ortalama 7 kez "precis","exakt",ya da "absolut" sözcüklerinden birini duyuyorum. Sözcüklerin anlamı ingilizcedeki kardeşleri ile aynı.İnanılmaz bir kollektif birbirini onaylama var. Bunu konsensusun(fikir birliği) varlığına yoruyorum.Neden? Hemen bizim orayla karşılaştırıyorum. Ortalama bir diyalogda kaç kere "kesinlikle" diyoruz? Birbirimizi onaylamıdığımızı cümle alem biliyo zaten.Kesinlikle iyi veya kötü demiyorum. Tespit yapıyorum sadece. Ayrıca karşıdakini bu kadar fazla onaylıyor olmak bana rahatsızlık veriyor. Bi bakıma bu da teorimi destekliyor.Evet yemiyorum içmiyorum detaylara iniyorum.
Monday, December 1, 2008
İsveç'te sıraya girmek ve sssb.se
Odtülü sıraya girer arkadaş derlerdi odtü'deykene. Burda durum daha fena. Herşeyde sıra var. Mesela çocuğu doğar doğmaz kiralık ev için sıraya sokuyolar ebeveyinleri. Şehire yakın güzel bir yerde kiralık ev bulmak için bazen 20-25 yıl bile yetmiyor. Tabi bu abartılı durum Stockholm için geçerli. Daha küçük yerlerde durumun daha az vahim olduğunu varsayıyorum. Ama asıl beni ve bu blogu okuyan kesimi ilgilendiren konu öğrenci barınması. Öğrenci barınması da sırayla oluyor. Özellikle Stockholm yöresinde kalacak güzel bir yer bulmak nerdeyse imkansız. Bu sırayı tutan kurum ise. SSSB, yani Stifletsen Stockholms Studend Bostader. Buraya üye olduğunuz andan itibaren her geçen gün kredi hanenize bir kredi ekleniyor. Üyelik hem parasız hem de üye olmak için bir belgeye ihtiyacınız yok. Stockholm'e eğitim amaçlı gelmeyi planlıyorsanız, onu bırakın 3-4 senelik uzun vadede en küçük bir ihtimal bile varsa burada eğitim görmekle ilgili, mutlaka buraya üye olun derim. Neden? En düşük kordidor odası 360 günden açılıyor. Yani 1 senedir sırada beklemediyseniz kendinizi hostel köşelerine sürünüyor olarak bulabilirsiniz. Bu en iyi ihtimal. Şehire yakın bir oda 2-3 yıl arası kredi gerektirmekte.Benim durumuma gelince, tabi ki bana akıl veren olmadı ve şu anda 200 küsür günüm var, bir dahaki sene belki diyorum. Bugün oturduğum apartmanı inanılmaz şansım sayesinde buldum. Bulamasaydım anasının örekesindeki bir banliyöde yaşlı bir amca veya teyzenin evinde bana kiraladığı odada, nazi kampındaki yahudi hayatı sürüyo olabilirdim.Stockholm'de emlak piyasası bu kadar vahşi.
Subscribe to:
Posts (Atom)